NBA tarihinin en ikonik üç takımından biri olan New York Knicks, milenyuma girildikten sonra adeta eski kimliğini kaybetmiş gibiydi.
2010’ların başında Carmelo Anthony bir süper kahraman miti olarak akımı kurtarmaya çalışsa da yapılan tonlarca hata ve yönetim hattındaki ego savaşı, Knicks ruhunu öldürüyordu.
Kısaca rakamlara göz atmak gerekirse; Knicks, 2012-2014 sezonundan beri değil play-off yapmak, normal sezonda 40 galibiyetin üzerine çıkabilmiş bile değil.
Hatta ve hatta takım 2014-2015, 2017-2018, 2018-2019 ve 2019-2020 sezonlarını 30 galibiyetin altında bitirdi. Ancak 2021’in dörtte birlik kısmını geride bıraktığımız şu günlerde New York, 37 maçta daha şimdiden 19 galibiyete ulaşmış ve konferansındaki birçok güçlü takımı geride bırakıp beşinci sıraya yerleşmiş durumda.
İşin hücum kısmında Julius Randle, takımının hücumda şu ana dek girdiği 3982 pozisyonun %21,2’sinde ya pasıyla, ya perdelemeleriyle ya da direkt skor üretimiyle başı çekmeyi başarsa da takımı kolektif olarak üst seviyeye taşıyan noktanın savunmadan kaynaklandığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Zira Knicks şu ana potasına gelen 3969 pozisyonda rakiplerine yalnızca %43,5 isabet yüzdesiyle toplam 3864 sayı vermiş durumda. Geçiş hücumları, nokta şut setleri, izolasyon hücumları ve perde çıkışları şutları savunma konusunda ligin en iyi iki takımı arasında yer alan Turuncu-Mavililer’de bu rakamlar geçtiğimiz sekiz sezon boyunca yine ilk iki-üç hizasında gidiyordu ama o zamanlarda işler “en kötü” başlığıyla açılıyordu…
Knicks’te Mitchell Robinson ile Julius Randle’ın çember koruyuculuğu kadar kısa rotasyonunun perimetre etrafındaki enerjilerinin de dikkat çektiğini belirtmekte fayda var.