NBA’de yaklaşık bir hafta önce muazzam bir trade deadline’ı geride bırakmıştık. Birçok takım rotasyonlarında minör veya orta ölçekli değişikliklere giderken Denver Nuggets, belki de en fazla yankı uyandıran hamleyi yaptı.
Zira Batı Konferansı ekibi; Gary Harris, RJ Hampton ve birinci tur draft hakkı karşılığında Orlando Magic’in yıldız forveti Aaron Gordon’ı kadrosuna kattı.
Gordon’ın gelmesiyle Nuggets’ın savunmada yaşadığı atletizm ve pota koruma problemlerinin çözülmesi öngörülüyordu. Ve ilk iki maç sonrasında görünen o ki, bu öngörü Nuggets’ı ciddi anlamda olumlu etkiledi.
Zira Gordon geldikten sonra Jamal Murray, Will Barton, Michael Porter Jr., Aaron Gordon ve Nikola Jokic’in oluşturduğu “ideal ilk beş” sahadayken Nuggets, 64 dakikada rakiplerine toplam 48 sayı fark atmayı başardı.
İki maçlık periyotta ilk rakip ilgi çekici çekirdeğiyle Atlanta Hawks iken ikinci maçta rakip, süper yıldızlarla dolu Los Angeles Clippers’tı. Her iki maçtan da zaferle ayrılan Nuggets’ta Gordon, iki maçta toplam 27 sayı, yedi asist ve sekiz ribaundluk performans sergilemiş ve biraz beklentilerin altında kalmış gibi görünse de işin detay kısmında takımı savunmada çekip-çevirmesi Mike Malone’un düzenini olumlu etkiledi.
Denver Nuggets, 30 galibiyet ve 18 mağlubiyetle konferansında beşinci sırada yer alıyor.