Fenerbahçe’den ayrılışı, gelişinden daha büyük olay olan Igor Kokoskov’un, Türkiye macerası kısa sürdü.
2019-2020 sezonunda tarihinin en yüksek bütçeli kadrosunu kuran Fenerbahçe’de işler pek iyi gitmezken, takımın başındaki Obradovic’in koltuğu asla sallanmıyordu. Zaten aksi zihinlerden geçemez, Obradovic isminin ağırlığı yer kürenin herhangi bir yerinde sorgulanamayacak düzeyde. Ama bu başarısızlık, pandemi etkenleriyle birleşince Obradovic bir süre saha içinden uzak kalmak isteyerek takımdan ayrıldı. Takımın başına ise akıllarda hiç olmayan Igor Kokoskov geldi.
Milli takımlar düzeyinde FIBA organizasyonlarına hakim olsa bile Kokoskov’un, Euroleague tecrübesi olmaması ve bütçenin geçtiğimiz yıllara göre büyük bir düşüş yaşaması taraftarın beklentisini azaltıyor, ancak 2017’deki Euroleague zaferini temsil eden armadaki yıldız içten içe herkeste ‘’ Neden olmasın? ‘’ düşüncesini bırakıyordu.
Tüm bu düşüncelerin ışığında Fenerbahçe sezona iyi bir başlangıç yapıyor, ilk 5 resmi maçını da kazanıyordu. Kokoskov’un oynattığı geçiş oyunlarını seven, tempolu basketbolun ise hücumda işler tıkandığında, savunma zaaflarının da ortaya çıkmasıyla kırılgan bir yapıya bürüneceğinin sinyalleri Bayern Münih maçında ortaya çıktı. Karşılaşmanın ilk yarısını 20 sayı önde kapatan Fenerbahçe maçı kaybediyor ve eleştiri okları doğrudan Igor’a yöneliyordu. 2020 yılının son bölümünde Fenerbahçe düşük beklentilerin de çok altında basketbol oynuyor ve peş peşe mağlubiyetler alıyordu.
Sakatlanan Jan Vesely’nin, Olympiakos maçında takıma dönüşü ise Kokoskov’un imdadına yetişti. Bir uzuna nazaran yüksek basketbol zekasıyla Jan Vesely, hücumların merkezine geçti ve takımın çehresi değişti. Vesely’nin topu yönlendirici rol üstlenmesiyle De Colo’ya alan açıldı, Fransız yıldız yeteneklerini sergileme fırsatı buldu. Kokoskov’un, NBA’den yakından tanıdığı Kyle O’Quinn’in transferi ise Vesely’i yedeklemek için en iyi hamleydi. İşlerin iyiye gitmesiyle Fenerbahçe, play off biletini cebine koydu, rakip Mike James ile sancılı bir ayrılık yaşamış olan CSKA Moskova’ydı. Taraftarların umutlandığı, çubuklu formanın ağırlığıyla Final Four bileti alınacağını düşündüğü dönemde COVID-19 vakaları, Fenerbahçe için sezonun sonu oldu. Rotasyonun iyice daralması, iyileşen oyuncuların da etkileri tam olarak atamayıp, maç ritmini bulamaması ligde de final serisinde takımın varlık gösterememesine neden oldu.
Yönetici Sertaç Komsuoğlu yeni sezon için erken yapılanmaya girdiklerini açıklıyor ve Fenerbahçe’nin transfer hamleleri peş peşe geliyordu. İşlerin yolunda gittiği düşünülürken ve daha mücadeleci bir ekip kurulduğu söylenirken, mücadeleyi ilk bırakan geminin dümendeki Kokoskov oldu. NBA’den gelen teklif,onu konfor alanına dönme düşüncesine itti. Sırbistan Milli Takımı’nın başında da yaz aylarında Olimpiyat Elemeleri’nde yaşadığı büyük başarısızlık onu ülkesinin gündeminde yaşananlarla yıpratmasa belki de Kokoskov, Fenerbahçe’de yeni bir meydan okumaya hazırdı. Her şeye rağmen bu karar için bahanelere yer yoktu.
Şimdi Fenerbahçe için ortası olmayan iki seçenek var. Ya müthiş bir refleks ile buz dağından sıyrılacaklar ve kriz, muazzam bir fırsata dönecek; ya da 2021-2022 başlamadan bitmiş bir sezon olarak kayıtlara geçecek. Sezonun Fenerbahçe Beko için uçlarda biteceği aşikar, Kokoskov için ise geri planda kalınarak, sessiz ve sedasız…