Fenerbahçe cephesinde Mesut Özil’in sarı-lacivertli forma giymesine sayılı anlar kaldı… Bu sezon herhangi bir resmi maçta forma giymeyen ve geçtiğimiz yıl toplamda 27 karşılaşmada oynayan Mesut Özil, Fenerbahçe’ye neler katabilir?
Mesut Özil’in nasıl bir futbol oyuncusu olduğunu anlatmak için roket bilimini inceleme becerilerine sahip olmaya gerek yok. 15 Ekim 1988’de Gelsenkirchen’de doğan solak ofansif orta saha oyuncusu duran toplarda etkili, oyun kurmada bir usta, dikey çizgide dripling ederken pozisyonuna göre oldukça hızlı, kontra atakları başlatırken akıllı ve bitirişlerde etkili.
Mesut, her ne kadar bu özellikleriyle iştah kabartıyor olsa da 2017-2018’den beri sahip olduğu bazı rakamlar kafalarda soru işareti yaratıyor. 2017-2018 sezonundan beri oynadığı 110 mücadelede 15 gol atan ve 21 asist yapan Mesut, bu süreçte maç başına 0,94 kez takım arkadaşlarına şans yaratmayı başardı. Maç başına 57 pas yapan oyuncu, bu 57 pasın her maç en az üçünü kilit pas olarak atıyor.
Kendi yarı sahasında maç başına iki top kaybı yaparken rakibin ayağından top çalma konusunda 1,9’luk ortalamaya sahip. Mesut yaklaşık son dört yılda oynadığı mücadelelerde sadece 73 kez şut denedi. 73 şutun 33’ünü kaleye karşıdan bakan cepheden ve ceza sahası dışından çekerken 40’ını ceza sahasında kale ağzında kullandı.
Kale ağzında kullandığı 40 şutun 19’unu isabete çevirmeyi başardı. Bu 19 şutun sekiz isabetini ise kontra atak sonlarında buldu. Sahanın her iki yanından kaleye herhangi bir şut deneme girişiminde bulunmazken tek dokunuşlu şutlarında %49 gole çevirme yüzdesi yakalamayı başardı.
Bu rakamları aklımızda tuttuktan sonra Fenerbahçe’nin bu sezon oynadığı 17 maçta ne gibi verilere ulaştığına göz atalım.
Fenerbahçe bu sezon kaleye tepeden bakan kısımdan toplam 341 şut denedi. Bu 341 şutun 167’sini ceza sahasında deneyen Sarı-Lacivertli ekip, 81 kez fileleri sarsmayı başardı. 81 golün 16’sını kontra ataklar oluşturdu.
Fenerbahçe’nin en golcü iki ismi, Dimitris Pelkas ve Papiss Demba Cisse takımlarının denedikleri 341 şutun 58’ini üstlendiler. Ceza sahasında 37 şutta 16 isabet bulan ikili, genel anlamda gollerinin büyük çoğunluğunu kontra ataklardan ve sağ kanattan gelişen hücumlardan buldular.
Atak yönü demişken; Fenerbahçe, rakip ceza sahasına girerken öncelikli olarak sağ ve tepe cephelerini kullanıyor. Duran toplarda Caner Erkin liderliği alırken takımın korner organizasyonlarından bulduğu gol sayısı yalnızca üç.
Fenerbahçe’nin orta saha rotasyonunda Luiz Gustavo, Mert Hakan Yandaş, Ozan Tufan, Marcel Tisserand ve Jose Sosa yer alıyorlar; ancak bu isimlerin oyun kurma ve kontra atakları başlatma yönündeki toplam verileri yetersiz. Topu genellikle kanatlardan getiren fakat kanatlardan gelirken sorunlar yaşayan Fenerbahçe’de Mesut Özil, Pelkas gibi temiz bir bitirici için ideal oyun kurucu olabilir. Ozan Tufan her ne kadar kariyer sezonu gibi bir sezon geçiriyor olsa da iki oyun kuruculu sistemde Sarı-Lacivertliler’in hücumdaki eli pek tabii rahatlayabilir.
Ancak “rahatlayacak” kelimesini “rahatlayabilir”e dönüştüren etken kafalardaki en büyük soru işareti: fiziksel ve mental anlamda son durum. Mesut Özil’in yetenek setindeki saf melakeler onu diğerlerinden ayıran; hatta Twitter ve Instagram’da dünyanın fenomeni hâline getiren düzeydeler. Ancak uzun bir dönemdir profesyonel bir futbol maçında forma giymeyen 32 yaşındaki hücuma yönelik bir orta saha oyuncusu, adı ve yetenek seti ne olursa olsun sorunlar yaşayabilir, ki bu oldukça doğal.
Bu sorunlar karşısında teknik ekibin ve Mesut Özil’in yakalayacağı uyum/kimya uzun vadeli başarı anlamında kritik olacaktır. Eğer işler yolunda gider ve Mesut, yavaş yavaş da olsa ritim kazanır, saf futbol yeteneklerini yeşil çimenlerde gösterirse bu transferin dönüşü her anlamda kârâ dönüşebilir. Aksi hâlde Türkiye’de yüksek umutlu yapılan bir devre arası transferi daha büyük hayal kırıklığıyla sonuçlanacaktır.