Array

Bir devrin sonu mu geliyor?

Spor dünyasında her branştan onlarca figür bulmak pek tabii mümkündür. Golf, tenis gibi bireysel sporlarda Tiger Woods, Roger Federer, Serena Williams gibi isimler başı çekerken iş, kolektif spor dallarına geldiğinde biraz daha dallanır budaklanır.

Misal, Los Angeles Lakers dendiğinde aklınıza George Mikan’dan Anthony Davis’e kadar onlarca isim gelir. Tabii basketbolun kapsamı, futbola göre biraz daha sınırlıdır. 12 kişi, beşi sahada; hepsi ne kadar hatırlanabilir ki? Misal, Boston Celtics’in 2010’lara doğru kurduğu efsanevi yapısındaki Kendrick Perkins.

Futbol denildiğinde ise uzun bir düşünce süreci gelir. Takım adı söylendiğinde öncelikle o takımın en iyi ilk 11’leri düşünülür. Takımın “fanatik” kesimi, numarasından krampon rengine kadar o altın 11’ini hatırlar. Herkesin altın 11’lerinde bir kare as vardır ki hiç kimsede değişmez. Onlar dokunulmazlardır. Sözlü yasalarla korunan dokunulmaz, değiştirilemez ve yedeklenemezlerdir.

Real Madrid, bu altın 11’ler açısından oldukça zengin maziye sahip olan bir futbol kulübü. Fakat şu bir gerçek ki savunma tandemini düşündüğünüz zaman iki çivi savunmacıdan biri Sergio Ramos olacaktır.

Sergio Ramos, Prada’nın tanesi 600 avro olan tişörtlerini/gömleklerini giymeden; futbolun karizmatik çocuklarından biri olmadan önce 31 Ağustos 2005’e dönüldüğüne saçları omuzlarının arkasına kadar sarkan, biraz çelimsiz gibi görünen ama cüssesini belli eden bir futbol oyuncusuydu. Florentino Perez’in 2005 yazında harcadığı on milyonlarca avro arasında Ramos, paranın gittiği tek İspanyol oyuncu oluyordu. 19 yaşında, 27 milyon avro karşılığında Sevilla’dan başkente geliyordu.
Ramos o süreç boyunca iyi isimlerle, yıldızlarla, süper yıldızlarla ve mega yıldızlarla çimeni paylaştı. Efsaneler ve o yıldızlar takımdan ayrılırken Ramos, kaptanlık pazubandına kadar süren macerasında beş kez La Liga kazanırken dört Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu müzesine ekledi.

Jose Mourinho döneminde o, bek pozisyonundan stoper pozisyonuna aktarıldı. İlk bakışta yorumcular tarafından fazlaca eleştiri gören bu hamle, daha sonrasında Ramos’un “hayatımdaki en olumlu şeylerden biriydi” diye nitelendirmesine kadar gidecekti.

Her ne kadar başkentin diğer ev sahibi, Atletio Madrid bu anıyı anımsamasa da Real Madrid ve genel futbol taraftarları, Sergio Ramos dendiğinde 2014 Şampiyonlar Ligi finalinin son dakikasında Ramos’un Atletico kalesine gönderdiği kafa golünü hatırlayacaklardır. Tabii sert müdahaleleri, beklenmedik anlardaki golleri, saha dışındaki ilginç demeçleri ve özel hayatıyla da öyle.

Yani 2005’ten yana Real Madrid’deki 666 maçında 100 gol kaydeden Sergio, her anlamda kulübün o figürlerinden, değişmez figürlerinden biri olmayı başardı. Aynı süreç esnasında İspanya Milli Takımıyla da başarıdan başarıya koşarken dünya futbolundaki pozisyonel algıya farklı bir bakış getirdi. Nasıl mı?

Bildiğiniz gibi dörtlü savunma düzenlerinde bekler, her ne kadar hücumsal anlamlarda algılansalar da rakip kanat ve bekleri savunma açısından kritik görevler üstlenmektedirler. Sergio Ramos, daha stoper pozisyonuna geçmeden bek olarak oynarken her iki kanalı da iyi bir şekilde idare ediyordu. Stoper pozisyonuna geçtiğinde savunmadaki etkisini her anlamda arttırırken hücuma hem beklerden hem de merkez kanaldan katkı vermeye başladı. Böylece Real Madrid’in maçın bazı anlarında üçlü savunma hattıyla oynamasını sağlayıp takımının rakip takım hattını delmek için sahip olduğu gücü arttırdı.

O zamandan sonra diğer takımlar da hem oyunu kurabilen hem de savunmada sert kalabilen oyuncuları daha fazla sevmeye başladılar zaten. Geçmişte elbette iyi oyun kurucu olan stoperler vardı ama günümüzde Virgil Van Djik’ından John Stones’una Aymeric Laporte’undan Çağlar Söyüncüsü’ne kadar her stoper, bu modaya ayak uyduruyorlar, imzaladıkları kontratta bir sıfır daha görüyorlar.

Tüm bu serüvende Ramos için Madrid durağında sona geliniyor gibi. Zira kaptanın sözleşmesi sezon sonunda bitiyor ve şu anda o, diğer kulüplerle görüşme hakkına sahip. Ramos’un kardeşi ve menajeri Rene, Ramos’un Real Madrid ile anlaşmazlıkta olduğunu belirten tweet’i retweet ederek fitili biraz daha yakarken şu ana dek kesin bir gelişme yaşanmadı. Ancak görünen o ki, Real Madrid’de bir devrin daha sonu geliyor…

Güncel Yazılar

Popüler Yazılar